Zorunlu şeyleri sevmem, ama zorunda olmak başka. Saçmalamayı severim, ah bir de edebiyatı. Sizi edebiyetle seviyorum. Ekran klavyesini de severim tabii, 5 saat sürse de 2 cümle yazmak yine de kalkıp klavyeye uzanmaktan iyidir. Üşengeç değilim aslında, sadece üşenmeyi severim. Düşünmeyi, dinlemeyi... Birini, yalnız birini... Hadi Küçük Prens, gezegenine dön ve yolda Kara Balık'a sevgilerimi ilet.
25 Temmuz 2012 Çarşamba
18 Temmuz 2012 Çarşamba
LÜTFEN!
Yok olmaya izin vermeyelim.
Aşk-ı Hürrem
Tatil boyunca hiç durmaksızın dinlediğimizden bana Bodrum'u hatırlatan şarkı, Can Atilla'dan:
Aslında Bodrum'la hiç ilgisi yok elbette.
Hürrem'den, Hürrem Sultan'dan bahsediyor şarkı.
"Esir gemisinin rıhtımından kendini sonsuz sulara bırakmak istedi, ama sadece umutlarını ve hayallerini attı karanlıklara. Rogatina’dan, ailesinden asırlar önce kaçırılmış gibi hissetti kendini, sonra annesinin sesi geldi kulaklarına. Issız gecede parlayan dolunaya baktı. Annesinin ninnisiyle dolunayın şevkatli kollarında sonsuza dek uyumak için yumdu gözlerini."
O güçlü yüzün, hırslı bakışların ardında; gözbebeğinde yok muydu sizce küçük bir kız çocuğu?
Aslında Bodrum'la hiç ilgisi yok elbette.
Hürrem'den, Hürrem Sultan'dan bahsediyor şarkı.
"Esir gemisinin rıhtımından kendini sonsuz sulara bırakmak istedi, ama sadece umutlarını ve hayallerini attı karanlıklara. Rogatina’dan, ailesinden asırlar önce kaçırılmış gibi hissetti kendini, sonra annesinin sesi geldi kulaklarına. Issız gecede parlayan dolunaya baktı. Annesinin ninnisiyle dolunayın şevkatli kollarında sonsuza dek uyumak için yumdu gözlerini."
O güçlü yüzün, hırslı bakışların ardında; gözbebeğinde yok muydu sizce küçük bir kız çocuğu?
FD- Yüzün
Bazen öyle şarkılar, öyle şiirler, öyle sesler olur ki duyduğunuz anda olduğunuz yerde durmak istersiniz. Bir yere tutunmak ya da... Devam edemezsiniz yolunuza. Bir çığlık gibi saplanır kalırsınız öylece.
Çok olmaz bana bu. İyi olmalı müzik, sözler iyi olmalı. İkisi birleşip daha iyi olmalı. O yüzdendir son dönemlerde ağzımı büzerek yollarda yürüyüşüm. Her yanda aynı tondan, farklı gibi gözüken ama aynı şeyleri tekrarlayan sözlere sahip şarkılar... Hele şu şarkıyı ilk duyduğumda inanamadım, sözleri tam olarak şöyle:
"Gece bende kalsana
Bi' güzellik yapsana
Kitabına uydursana
Uysa da uymasa da
Acil durum uyansana"!!
Evet, gerçekten bu şarkılar seviliyor. Bu şarkıları yaş sınırı olmadan herkes dinleyip ezberliyor, sonra da iyi örnek olmaya çalışıyoruz. "Müstehcen yazılar yazıyormuş" diye Cemal Süreya'ya olur olmaz laflar edilir, töreye tecavüze karşı yazılan şarkılar yasaklanır ama böyle şarkılar tam gaz devam eder.
Allah aşkına! Bir söz sanatı, kelime oyunu falan var da ben mi anlamıyorum?
Nerede "Dört nala sevişmek lazım" güzelliği.
Hadi be oradan size. Hadi be oradan!
(...)
İnsanı olduğu yere saplayan şarkı diyordum, değil mi?
Bunu Feridun Düzağaç o kadar iyi başarıyor ki... Hani bir sanat eseri diyemezsin ya da yepyeni bir şey... Ama öyle şiirsel ki sözleri dinlemekten ve kendini üzmekten asla bıkmazsın.
Kafanızın içi, kalbiniz nasıl hiç fark etmez eğer sözler iyiyse, müzik iyiyse o an onu yaşarsınız.
Ben bu şarkıyı her dinlediğimde şarkıyı yaşıyorum, garip.
*sanki şimdi "buralardan gitme" başlayacak, Feridun abi "Çok su verilince ölür ya çiçekler, çok ağlarım çürür gözlerim gidersen eğer .. " diyecek gibi bir his veriyor şarkının başı. "Gitme!" demesini beklerken, o " Kaç kurtar kendini, ben oyalarım... Git. " diyor. Sanki "Git" derken, "Kal" der gibi. Sanki buralardan gitme gibi ,bir devam filmi gibi.
Ancak dinledikçe hazmedilebilen bir şarkı . Zor bir şarkı. Acıtan bir şarkı.
"Kaç kurtar kendini
Ben oyalarım... Git!
İçimde ne varsa sana alışan,
hiç olmamıştı belki.
Hayat yalanlar bizi."
Gidebilirsin artık, tutmuyorum ben seni. Zaten biraz misafir gibi, biraz eğreti durmuştu üzerinde bu aşk. Ellerimi çektim üzerinden, hadi git. Hala sende olan kalbimi geri alabilmem imkansız artık, tek bağımız o. Ama gitmek istiyorsan eğer; kaç bana dair, bize dair her şeyden. Kurtar kendini.
Belki de çoktan kurtuldun sen...
Eğer olur da gelirsem aklına, boşver. Düşünme beni, oyalarım ben kendimi. Her nasıl olursa... Sen mutlu ol yeter ki.
Sana alıştığını söylediklerim var ya... Yüreğim, ellerim, gözlerim, tenim... Boşver, hiç olmamış gibi. Hiç olmamıştı belki ... Sen yoksan zaten hiç olmadılar ki ...
"Dilerim güçlüdür zaman,bu acıdan ... "
Dilerim.
Dilerim güçlüdür.
Sana dairleri ve bıraktığın her şeyi silebilecek, açtığın yaraları kapatabilecek kadar güçlüdür dilerim zaman.
Ben inanmam.
"Yağmurdan sonra toprak kokusu yüzün.
Toprak kokusu yüzün...
Dokunsam da özlesem de
aynı hüzün... Aynı hüzün... "
Hani bir kokusu vardır bilir misin toprağın? Hani şu meşhur ' yağmurdan sonra gelen toprak kokusu ' . Hani herkesin bayıldığı... İşte öyle güzel yüzün. Benim çöl iklimime yağmış bir yağmur gibi, kuraklığımın muhtaç olduğu toprak gibi, su gibi... Yağmurdan sonra toprak kokusu gibi...
Yanımda olsan da, uzağımda olsan da... Hemen yanımda, kollarımda olsan ya da yollarca uzak olsan da... Fark etmiyor! Hep aynı hüzün... Aynı hüzün... Yakınken bile uzaksın bana. Kalp atışların, nefes alışın kulaklarımda; sen uzakta... Hüzün hep burada.
" Bir adam bul kendine,
sana aynalar tutmasın.
O kadar güzel yüzün...
İçine bakmasın,
seni korkutmasın. "
Birini bul kendine, seni aynalarda ölçmesin, sen busun demesin, seni yalnız yağmurdan sonraki toprak kokusu kadar güzel olan yüzün için sevmesin. Seni 'sen' için sevsin... Aynalar tutmasın sana... İçine bakmasın, korkutmasın seni. İncinirim o zaman ben. Seni senin kadar, seni benim kadar sevebilsin.
"Özlesen de arasan da
kendine sakla... Kendine sakla.
Herkes, her şey senin olsun
bir beni yasakla... Bir beni yasakla. "
Kurtardın artık sen kendini, gittin benden. Ama özlersin belki, hani öyle alışmıştık ki... Senin bana yaptığın gibi yapamam ben sana, acı veremem. bilmesen de, olsun...
Eğer üzülürsen bir gün, özlersen beni ya da ararsa bir gün ellerin ellerimi... Sus! Kendine sakla. Hele ağlarsan bir gün, dayanamam bilirsin. Tek damla gözyaşına ömrümü verirdim, bilirsin... Ya da bilmezsin, ne bileyim... Hep başkaları derdin. Sus! Kendine sakla. Yoksa dayanamam gidişine, eksik kalırım. Kalmadım sanki.
Kimi istersen, neyi istersen senin olsun. Yanında olsun her şey. Her istediğin olsun. Bir ben yokum - ki yoktum - , yine olmayayım. Adımı yasakla dudaklarına, hiç hatırlama; bir acıydı, bir aşıktı de, geç. Belki hiç sevmedin gibi. Değerse dudakların başka bir dudağa... Sus! Sakın adımı anma. Herkes, her şey senin olsun... Bir beni yasakla. Tek beni.
Oysa ben seni ...
-2008 (Yalnızca parçanın kafamda yarattığı hikaye için/ Ergen işi :))
Ancak dinledikçe hazmedilebilen bir şarkı . Zor bir şarkı. Acıtan bir şarkı.
"Kaç kurtar kendini
Ben oyalarım... Git!
İçimde ne varsa sana alışan,
hiç olmamıştı belki.
Hayat yalanlar bizi."
Gidebilirsin artık, tutmuyorum ben seni. Zaten biraz misafir gibi, biraz eğreti durmuştu üzerinde bu aşk. Ellerimi çektim üzerinden, hadi git. Hala sende olan kalbimi geri alabilmem imkansız artık, tek bağımız o. Ama gitmek istiyorsan eğer; kaç bana dair, bize dair her şeyden. Kurtar kendini.
Belki de çoktan kurtuldun sen...
Eğer olur da gelirsem aklına, boşver. Düşünme beni, oyalarım ben kendimi. Her nasıl olursa... Sen mutlu ol yeter ki.
Sana alıştığını söylediklerim var ya... Yüreğim, ellerim, gözlerim, tenim... Boşver, hiç olmamış gibi. Hiç olmamıştı belki ... Sen yoksan zaten hiç olmadılar ki ...
"Dilerim güçlüdür zaman,bu acıdan ... "
Dilerim.
Dilerim güçlüdür.
Sana dairleri ve bıraktığın her şeyi silebilecek, açtığın yaraları kapatabilecek kadar güçlüdür dilerim zaman.
Ben inanmam.
"Yağmurdan sonra toprak kokusu yüzün.
Toprak kokusu yüzün...
Dokunsam da özlesem de
aynı hüzün... Aynı hüzün... "
Hani bir kokusu vardır bilir misin toprağın? Hani şu meşhur ' yağmurdan sonra gelen toprak kokusu ' . Hani herkesin bayıldığı... İşte öyle güzel yüzün. Benim çöl iklimime yağmış bir yağmur gibi, kuraklığımın muhtaç olduğu toprak gibi, su gibi... Yağmurdan sonra toprak kokusu gibi...
Yanımda olsan da, uzağımda olsan da... Hemen yanımda, kollarımda olsan ya da yollarca uzak olsan da... Fark etmiyor! Hep aynı hüzün... Aynı hüzün... Yakınken bile uzaksın bana. Kalp atışların, nefes alışın kulaklarımda; sen uzakta... Hüzün hep burada.
" Bir adam bul kendine,
sana aynalar tutmasın.
O kadar güzel yüzün...
İçine bakmasın,
seni korkutmasın. "
Birini bul kendine, seni aynalarda ölçmesin, sen busun demesin, seni yalnız yağmurdan sonraki toprak kokusu kadar güzel olan yüzün için sevmesin. Seni 'sen' için sevsin... Aynalar tutmasın sana... İçine bakmasın, korkutmasın seni. İncinirim o zaman ben. Seni senin kadar, seni benim kadar sevebilsin.
"Özlesen de arasan da
kendine sakla... Kendine sakla.
Herkes, her şey senin olsun
bir beni yasakla... Bir beni yasakla. "
Kurtardın artık sen kendini, gittin benden. Ama özlersin belki, hani öyle alışmıştık ki... Senin bana yaptığın gibi yapamam ben sana, acı veremem. bilmesen de, olsun...
Eğer üzülürsen bir gün, özlersen beni ya da ararsa bir gün ellerin ellerimi... Sus! Kendine sakla. Hele ağlarsan bir gün, dayanamam bilirsin. Tek damla gözyaşına ömrümü verirdim, bilirsin... Ya da bilmezsin, ne bileyim... Hep başkaları derdin. Sus! Kendine sakla. Yoksa dayanamam gidişine, eksik kalırım. Kalmadım sanki.
Kimi istersen, neyi istersen senin olsun. Yanında olsun her şey. Her istediğin olsun. Bir ben yokum - ki yoktum - , yine olmayayım. Adımı yasakla dudaklarına, hiç hatırlama; bir acıydı, bir aşıktı de, geç. Belki hiç sevmedin gibi. Değerse dudakların başka bir dudağa... Sus! Sakın adımı anma. Herkes, her şey senin olsun... Bir beni yasakla. Tek beni.
Oysa ben seni ...
4 Temmuz 2012 Çarşamba
"Halikarnas'ta geçen yaz..."
Boşuna dememişler "Kalbim Ege'de kaldı" diye...
Başını alıp gitmek lazımmış bazen bu yorgun şehirden. Gitmek ve hatta dönmemek gerekmiş bazen.
Ama ne yazık, kökümü salmışım İstanbul toprağına, dönmek gerek.
Döndüm.
Gülümsememe sakladım o güzelim gökyüzünü. Şimdi hadi bak dur çevrene var mı böylesi?
Derin bir nefes... Gökyüzü, ay, deniz. Rakının tadı bir başka...
Ah be Bodrum!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)